Twitter, 6 Ocak 2021’de ABD Kongre Binası’na düzenlenen saldırının ardından dönemin Başkanı Donald Trump’ın Twitter hesabını 8 Ocak’ta askıya almaya karar vermişti. Ancak görünen o ki bu işlem aylar öncesinden planlanmış ve hatta karar verilme sürecinde FBI ve diğer federal kurumlarla iletişim gerçekleştirilerek sansürler uygulanmış.
Taibbi’nin tweet dizisinde belgelerle birlikte üst düzey Twitter yetkililerin FBI başta olmak üzere İç Güvenlik Bakanlığı ve Ulusal İstihbarat ile haftalık toplantılar gerçekleştirildiği belirtiliyor. Zamanla istihbarat ve FBI ile daha fazla görüşüldüğü ve Twitter yetkililerin karar olma sürecinin büyük oranda etkilendiği aktarılıyor.
“Twitter, seçimlerde istihbarat servisleriyle iletişim halindeydi”
Bağımsız gazeteci Matt Taibbi, “Seçimler yaklaşırken, belki de federal kurumların baskısı altında kalan üst düzey yöneticiler, zaman geçtikçe daha fazla görüştükleri kurallarla giderek daha fazla mücadele etmeye başladı.” ifadelerini kullanarak Twitter’ın üst düzey yetkililerinin açıkça federal kurumların istediği şeyleri yaptığını belirtiyor.
Twitter’ın Trump’ın hesabını askıya alma süreci aslında Kongre Binası’na düzenlenen saldırıdan çok daha önce başlamış. Açıklananlara göre 10 Aralık 2020’de Twitter, Trump’ın mesajlarını sınırlamak için yeni bir ‘L3 deamplifikasyon’ aracı geliştirmiş ve bunu Trump’ın erişimini daha hızlı ve sessizce sınırlamak için kullanmış.
Twitter dosyaları nedir?
Twitter, diğer ülkelerin kurumlarıyla çalıştı mı?
Elon Musk’ın açıkladığı veriler şimdilik çoğunlukla ABD’yi etkileyen olaylara odaklanmış durumda. Twitter’ın diğer ülkelerde benzer faaliyetler gerçekleştirip gerçekleştirmediği, siyasileri veya kanaat önderlerine gizli sansür uygulayıp uygulamadığı veya Twitter’ın ABD harici istihbarat kurumlarıyla çalışıp çalışmadığı belirsizliğini sürdürüyor.