CHP Grup Başkanvekili Özel, Yüksek Seçim Kurulu (YSK) üyelerine hakaret ettiği gerekçesiyle açılan davada İmamoğlu’na 2 yıl 7 ay 15 gün hapis cezası ile siyasi yasak getirildiğini, istinaf ve Yargıtay aşaması bulunduğunu söyledi.
Özel, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı iken Siirt’te okuduğu bir şiirden dolayı görevden alındığını ve büyük bir mağduriyet yaşadığını ifade etti.
CHP’nin bu siyasi yasağın kaldırılması için AK Parti ile Mecliste Anayasa’yı değiştirdiğini, şimdi tarihi bir çelişki olduğunu kaydeden Özel şöyle devam etti:
“Elbette ne boyun eğeceğiz ne boyun eğdireceğiz ne tehdit edeceğiz. Ama CHP olarak her zeminde mücadele edeceğiz. Bir gerçek var, FETÖ yargılamalar sırasında 12 Eylül’ü aratıyordu, sizin de FETÖ’nün yöntemlerini aratmadığınız söylenemez. Bu kadar açık kumpaslar, bu kadar 2 kere 2, 4 edecek bir gerçekliği, Ağrı Dağı gibi bir gerçekliği görmemek, okuduğunu anlamamak, sözü bağlamından kopararak ‘Heyet halinde görev yapıyorlar, ceza veririz, men veririz.’ diye, ‘Onlara hakaret etti.’ diye Süleyman Soylu ile polemiği YSK’nin üzerine almak, bunlar tarih önünde verebileceğiniz cevaplar değil. Biz tarih önünde direniriz, haklılığımızı anlatırız, nasıl 13 bin oydan 860 bin oy farka millet kendi iradesini baş tacı değil alaşağı yapanları alaşağı ettiyse, günü gelir, bu millet sandığa gider, bu haksızlığa, bu vicdansızlığa, bu kumpasçılığa cevabını verir.
Ama siz geldiniz 20 yıl önce bu mağduriyetleri anlatarak bu milletin insafına, irfanına, vicdanına sığındınız; şimdi, irfansız, vicdansız ve insafsız bir şekilde size yapılanın mislini, hem de öyle birtakım odaklar değil, bile işleye, planlaya tasarlaya, saraydan milimetrik planlarla yöneterek bu hale getiriyorsunuz. Zulmünüz artsın ki sonunuz gelsin. Zulmünüz çok oldu, sonunuz yakındır.”
– “Halk egemenliği rafa kaldırılmıştır”
İYİ Parti Grup Başkanvekili Müsavat Dervişoğlu, herkesin karar beklediği bir süreç olduğunu belirterek “Aslında adil bir karar da beklemiyorduk fakat alınan bu yargı kararıyla halk egemenliği ilkesi, iktidar tarafından görüyoruz ki rafa kaldırılmıştır. Bugün sadece sayın İmamoğlu’na oy verenlerin veya İstanbulluların değil, aslında tüm vatandaşlarımızın hakkı ve hukuku çiğnenmiştir. Hak bilmez, hukuk tanımaz bu düzene önümüzdeki ilk seçimde de son verileceği herkes tarafından iyi bilinmelidir. Orta yerde bir mağduriyet söz konusudur.” değerlendirmesinde bulundu.
Dervişoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın böyle bir mahkeme kararıyla siyasi haklarının elinden alındığını ifade ederek seçim arifesinde, süreci şaibeli hale getirecek mahkeme kararlarına karşı olduklarını söyledi.
İstinaf ve temyiz yolu olduğunu bildiklerini anlatan Dervişoğlu, “Ama bu karar yargıda vesayetin devam ettiğinin bir delili olarak demokrasi ve hukuk tarihimize geçecektir. Kararın mağdur etmeye çalıştığı insanların ne olacağı önümüzdeki süreç içerisinde de görülecektir.” diye konuştu.
HDP Grup Başkanvekili Hakkı Saruhan Oluç, kendisinin İstanbul milletvekili olduğunu anımsatarak mahkeme kararıyla ilgili şunları söyledi:
“Bugün mahkemede verilmiş olan hukuksuz, yargı mekanizmasıyla alakası olmayan, tamamen demokratik siyasete ve halkın iradesine yönelik çok açık bir müdahale ve saldırı olan bir karardır. Türkiye’de aslında yargı mekanizmasının ne kadar bağımlı ve taraflı olduğunu gösteren, yargı mekanizmasının yürütmenin tahakkümü altında hareket etmek zorunda bırakıldığı bir dönemi yaşadığımızı gösteren çok önemli bir örnek karar olmuştur. Aslında İstanbul halkının iradesi açıkça çiğnenmiştir, İstanbul halkının iradesi açıkça yok sayılmaktadır ve demokratik siyasete çok açık bir müdahaledir.”
Oluç, siyasi yasaklar kime ya da hangi partiye getirilirse getirilsen kabul etmediklerini, kararı kesinlikle tanımadıklarını, kabul etmeyeceklerini belirtti.
– “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın durumundan ayrı bir meseledir”
AK Parti Grup Başkanvekili Muhammet Emin Akbaşoğlu, İmamoğlu ve davaya ilgili yapılan değerlendirmelere şöyle karşılık verdi:
“Anayasamızın 138. maddesine göre, görülmekte olan bir dava hakkında yasama meclisinde yargı yetkisinin kullanılmasıyla ilgili soru sorulamaz, görüşme yapılamaz veya herhangi bir beyanda bulunulamaz. Dolayısıyla burada kuvvetler ayrılığı prensibine göre yasama, yürütme ve yargı erkleri birbirinden ayrıdır. Bağımsız ve tarafsız yargı kendi kararını verir. Bu kararı veren Türkiye Cumhuriyeti devletinin yargı organlarıdır.”
Akbaşoğlu, kararın istinaf ve Yargıtay yolunun açık olduğunu işaret ederek bunun dışındaki değerlendirmeleri doğru bulmadıklarını söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın benzer bir süreci yaşadığına dair değerlendirmeler üzerine Akbaşoğlu şunları kaydetti:
“Cumhurbaşkanımıza, Genel Başkanımıza yapılan atıflarla ilgili şunu ifade etmek isterim ki; Siirt’te okuduğu bir şiirle ilişkilendirilerek değerlendirmeler yapıldı. Bu, Milli Eğitim Bakanlığının yayımlamış olduğu kitaplardaki Ziya Gökalp’in bir şiirinin okunması münasebetiyle bir dava görülmüştü, bu ayrı bir meseledir. Bununla ilgili ilişkilendirilmesi de doğru değildir ve sayın İmamoğlu’nun YSK üyelerine hakaret ettiği iddiasıyla ilgili yapılan yargılamada bir karar verilmiştir, bunun kanun yolları açıktır. Bu konuyla ilgili yasama meclisinde görüşme yapılamayacağını da ifade etmek istiyorum.”
Meclis Başkanvekili Süreyya Sadi Bilgiç ise “Henüz kesinleşmiş bir karar olmadığı açık, bütün milletvekillerimiz de, Grup Başkanvekillerimiz de Anayasa, Anayasa 138. maddeyi biliyorlar. Burada siyasi değerlendirme yaptı arkadaşlar.” dedi.