Bakan Özer, Tevfik İleri Anadolu İmam Hatip Lisesi Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen programdaki konuşmasında Tevfik İleri ve dava arkadaşları Adnan Menderes olmak üzere imam hatip okullarının açılmasında emeği geçen Celalettin Ökten’e Allah’tan rahmet diledi.
İmam hatip liselerinin tarihine bakıldığında bu okulların açılması ve her türlü ihtiyacın karşılanması için halkın büyük bir fedakarlık gösterdiğini vurgulayan Özer, “Bunun karşılığında ülkemizin o fedakar insanları tek bir şey istemişlerdi. ’Çocuklarımız yetişirken dinini öğrensin. Dininin hayata tekabül eden tüm kurallarını öğrensin de inançlı bir nesil olarak bu topraklarda geçmişten tevarüs etmiş olduğu müktesebatını geleceğe taşısın’. Tek istedikleri şey buydu” diye konuştu.
Özer, Türkiye’de çeşitli eğitim politikalarıyla toplumsal mühendisliklerin gerçekleştiğine işaret ederek, “1951-1952 yıllarında imam hatip talebi, Tevfik İleri’nin, Celalettin Ökten’in ve Başbakan Adnan Menderes’in büyük cesur adımlarıyla hayata geçtikten sonra Türkiye’nin her noktasında imam hatipler, halkın katkılarıyla hayata geçirildiği, eğitim sistemimizin ayrılmaz parçasıyla farklı bir eğitim modeli olarak ortaya çıktı” şeklinde konuştu.
‘Anti demokratik uygulamalardan en fazla çeken okul türü imam hatip liseleri”
İmam hatip okullarına yönelik engellemelerin daha sonra yine devam ettiğini hatırlatan Özer, şöyle konuştu:
“1999 yılında katsayı uygulaması diye yeni bir eğitim politikasıyla tekrar bir meydan okumayla karşı karşıya kaldı imam hatip liseleri. Katsayı uygulaması çok basit bir uygulamaydı aslında. Meslek lisesi ve imam hatip lisesi mezunlarının yükseköğretime erişimini engelleyen, görünüşte çok sade, patik bir uygulamaydı. Herkes kendi alanına meslek alanına geçsin diye güya mesleki eğitimi güçlendirmeyle ilgili atılmış bir adımdı. Ama katsayı uygulaması bu toprakların hikayesine ihanet eden bir uygulama olarak tarihte yerini aldı. İstenilen şey şuydu; ’akademik olarak başarılı insanlar meslek liselerine ve imam hatip liselerine gitmesinler. Dinini bilen, sadece bu dünya için değil, bu dünyada yaptıklarını ahiret için yapan insanlar vali olmasınlar, siyasetçi olmasınlar, bürokrat olmasınlar’, istedikleri buydu. ’Hiçbir yere yerleşemeyen insanların yerleşmiş olduğu bir okul türüne dönüşerek kendi kendini imha etsin’. İmam hatip ve meslek liselerinde istedikleri şey buydu. Yani şöyle geçmişe baktığımız zaman eğitim politikalarındaki anti demokratik uygulamalardan en fazla çeken okul türünün imam hatip liseleri olduğunu görüyoruz. İşte Tevfik İleri gibi kahramanların yakmış olduğu, Celalettin Ökten hocalarımız gibi kahramanların yakmış olduğu meşale, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan gibi liderlerin elinde tekrar o problemleri tek tek çözerek geleceğe emin adımlarla yürüyor” ifadelerini kullandı.
“Sayın Cumhurbaşkanımızın son 20 yılda hiçbir ayrım yapmadan, eğitimin önündeki antidemokratik uygulamaları tek tek kaldırarak atmış olduğu adımlar sonucunda, 20 yıl gibi kısa sürede 5 yaştaki okullaşma oranlarımız yüzde 11’den yüzde 99’a ulaştı” diyen Özer, “Ortaöğretimdeki okullaşma oranlarımız yüzde 44’ten yüzde 95’lere ulaştı. Yükseköğretimdeki net okullaşma oranı yüzde 14’ten yüzde 45’lere ulaştı. Yani son 20 yıl, bu ülkede devletin milletle kaynaştığı tarihi bir döneme karşılık gelmekte. Bunun yansımalarını eğitimde çok rahat bir şekilde görüyoruz” bilgisini paylaştı.
Son 20 yılda eğitimde hiçbir ayrım yapılmadan, eğitimin önündeki antidemokratik uygulamaların tamamının ortadan kaldırıldığını belirten Özer, “Düşünün bu ülkede başörtüsü yasağı vardı, buradaki öğrencilerimizin çoğu başörtülü, başörtülü gençlerimiz, kadınlarımız yükseköğretime erişemiyor, üniversite kapılarının önünde, ikna odalarında eziyet çekiyorlardı” ifadelerine yer verdi.
“Recep Tayyip Erdoğan’ın hikayesi, bu toplumun tüm bileşenleri ile bir arada yürüyüşünü sağlamak”
Eğitimle ilgili 70 yıllık gecikmenin 20 yılda telafi edildiğini söyleyen Özer, “Bugün beyin göçünden bahsediliyor. 1999’da katsayı uygulamasından dolayı imam hatipli gençler ülkeyi terk ettiler. İşte rahmetli Tevfik İleri’nin, Celalettin Ökten hocamızın ve Recep Tayyip Erdoğan’ın hikayesi; bu toplumun tüm bileşenleri ile bir arada, devletiyle birlikte barışık bir şekilde geleceğe doğru kutlu yürüyüşünü sağlamak. İnanıyorum ki yeni yüzyıl Türkiye Yüzyılı olacaktır. Çünkü ilk kez Cumhuriyet Dönemi’ndeki kalkınmayla ilgili, eğitimle ilgili o gecikmiş 70 yıllık gecikmelerin hepsi son 20 yılda telafi edildi. İlk kez bu toplum devletiyle el ele vererek yeni bir hikaye yani yeni bir dil inşa etmek için yola çıktı. Samimiyetini hiç kaybetmedi” ifadelerini kullandı.
“Bizim istediğimiz şey, bu ülkeye güzel bir hikaye bırakabilmek”
Özer, şöyle devam etti:
“Bu coğrafya, sadece ekonomik olarak kalkınmış bir coğrafya olarak değil, tüm dünyaya merhametin, kardeşliğin, dayanışmanın nasıl olduğunu gösteren bir ülke olarak yeni yüzyılda kendisini çok daha güçlü olarak izhar edecektir. Milli Eğitim Bakanı olarak Tevfik İleri’den almış olduğumuz meşaleyi çok daha güçlü bir şekilde yakarak geleceğe taşımak için de büyük azim içerisinde tüm arkadaşlarımızla çalışıyoruz. Bizim istediğimiz şey bu ülkeye güzel bir hikaye bırakabilmek, tüm insanlarımızı o hikayenin bir parçası haline getirebilmek ve sadece dünyevi olarak değil, değerlerin yaşadığı Allah’ın isimlerinin tecelli ettiği tecelligahının olduğu bir coğrafyayı adım adım ilmek ilmek inşa edebilmek.”
Bakan Özer’in konuşması sonrası okul öğrencileri tarafından İleri’nin hayatını anlatan tiyatro oyunu sergilendi. Ayrıca, program çerçevesinde Tevfik İleri için öğrenciler tarafından Kur’an-ı Kerim okundu.
Bakan Özer, programdan ayrılırken kendisini uğurlayan Tevfik İleri Anadolu İmam Hatip Lisesi öğrencilerini selamladı.
Programa; Milli Eğitim Bakan Yardımcısı Sadri Şensoy, Tevfik İleri’nin torunu ve AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ömer İleri, Din Öğretimi Genel Müdürü Mehmet Nezir Gül, Milli Eğitim Bakanlığı yöneticileri, okul öğretmenleri ile öğrencileri ve davetliler de katıldı.
Öte yandan, Tevfik İleri Anadolu İmam Hatip Lisesi’nde bir sınıfa eski Milli Eğitim Bakanı Tevfik İleri’nin adı verildi. İleri’nin adının verildiği sınıf için tören düzenlenirken, kurdele kesilerek dua edildi.